Çözüm Olarak Grafik Tasarım

Photo by hosein zanbori on Unsplash
  • PUBLISHER
  • Emrah Doğru
  • CATEGORY
  • article
  • DATE
  • 17/11/2022
Sorun Çözmenin Eskiliği
Grafik tasarım, Sorun çözmek değil çözüm üretmek üzerine kuruludur. 1970'lerin sonlarına kadar müzik dinleme alışkanlığımız her türlü teyp ya da kaset çalar denilen bant üzerine sarılmış mekanizmalar ile yapılabiliyordu. Sony bu deneyimi 1979 senesine girdiğimizde portatif hale getirdi. Adına da Walkman dedi. Bununla birlikte 1980’lere kadar müzik dinleme deneyimimiz bizim için bir sorun yaratmıyordu. Hiç kimse ev ya da işyerinde içlenerek bu deneyimin değişmesini ve hatta birilerinin harekete geçmesini de beklemiyordu. Ama meraklı zihinlerden oluşan Sony ekibi yepyeni bir çözüm bina ettiler. Ve bu yeni çözüm hayatımızı bir daha geri dönülemeyecek ölçüde değiştirdi. Genel yaklaşımın aksine, çözüm sorunun olduğu yerde olmak zorunda değildir. Sizin bir çözüme odaklanmış olmanız ile bağlantılıdır.

Peki İhtiyaçların Ötesine Nasıl Geçebiliriz?
Gündelik hayatlarımızdan kitlesel anlamda endüstriyel çözümlere kadar her alanda bir takım ihtiyaçları sorun olarak belirleyip bu sorunlara çözümler üretmek geleneksel bir yaklaşımdır. Biz grafik tasarım yoluyla ürettiğimiz her materyali sadece sorunun çözümü olarak değil özellikle çözümün yaklaşımımızın ana fikri olduğu için üretiriz. Her çözüm bir ihtiyaç ya da sorunun temel konusu olamaz. Walkman’ler hayatımıza yeni bir sayfa açalı 25 küsür sene geçtikten sonra 2000’lere geldiğimizde Steve Jobs iPod’u tanıttığında henüz -Walkman’in ortaya çıkışında olduğu- yeni bir müzik dinleme sorunumuz olduğundan habersizdik. Bu deneyim hakkında bir fikrimiz yoktu. Steve Jobs, Apple iPod ile bir çözüm sunmuştu. Ve bu çözüm şaşırtıcı derecede yeni ve yarın ile ilgiliydi. Artık bu deneyimin bir parçası olmak kaçınılmazdı. 2022’ye kadar 21 senelik iPod serüveninde cihazdan kabaca 450 milyon adet satıldı.
Büyük buluşlar ya da iyi tasarımlar bir çözümle gelir. Klasik anlayışa göre bir sorunu çözmek için motive değildir. Genel olarak çözüme odaklanmışlardır

Büyüleyen Tasarımlar
Büyük buluşlar ya da iyi tasarımlar bir çözümle gelir. Klasik anlayışa göre bir sorunu çözmek için motive değildirler. Çözüme odaklanmışlardır. Resim sanatı bu anlamda bize yol gösterebilir. Sanat akımları bir sorundan değil çözümden gelir. Akımları ortaya çıkaran anlayış çözümle ilgili yoğun alakadan kaynaklanır. Elektrikli otomobiller what if düsturunun günlük hayata yansımasıdır ve değişmemiz gerektiği ile ilgili bizi motive eden itici bir güç oluşturmuştur. Genel olarak grafik tasarım ya da grafik tasarım yoluyla iletişimin medyası her gün yeni bir yöne doğru evriliyor. Her yeni yön yeni fırsatlar yaratmaya gebe. Bu ortamda sorunu belirleme girişimi genelde cılız bir çözüm ile sonuçlanır. Ya da başka bir deyişle aynılık ilkesi çalışmaya başlar. Farklılar ya da — net bir ifade ile — temelden farklılıklar ortaya çıkmaz. Ki genelde üretimlerin aynılığı da bize bunu gösteriyor. Çözüm yarınla ilgilidir. Sorun ise bugünle. Yarının taşıyıcısı olarak grafik tasarım hayatımızı bakışımızı ya da kavrayışımızı değiştirmeye aday. Biz grafik tasarımcılar olarak çözümün merkezine tüm heyecanımızı bir kaynak olarak aktarmalıyız. Değişimler çözümlerin liderliğinde oluşuyor. Örnekleri daha da artırmamız mümkün. Ama nereye bakarsak bakalım yeni bir çözümün doğal tazeliği ile karşılaşabiliriz.
Çözüm yarınla ilgilidir. Sorun ise bugünle.Yarının taşıyıcısı olarak grafik tasarım hayatımızı bakışımızı ya da kavrayışımızı değiştirmeye aday. Biz tasarımcılar olarak çözümün merkezinde tüm heyecanımızı bir kaynak olarak buraya aktarmalıyız.
Mimarinin fonksiyonel düsturu bizi yeni çözümlerle üretilmiş yapılardan mahrum bırakmadı. Bir çok yeni yaklaşım sorunun bir parçası olmaktan çok uzaktı. Yapıların işlevselliği uzun dönemler mimarinin üzerinde uğraştığı konular olageldi. Fakat bizi cezbeden şeyin sadece bu olmadığı çok açık. Bir yapıda bizi büyüleyen unsurlar genellikle mimarın çözüme giden yolda ürettiği yeni fikirler olmuştur. R.Buckminster Fuller sadece bir fonksiyon sorunu ekseninde mimarcılık oynamadı. Bugünün eski ve kusurlu (görece) olduğu varsayımı çalışmalarının yarının taze estetiğine kavuşmasını sağladı. İnsan yetersizliği ya da doğa ile olan hatalı ilişkisini bir filozof inceliğinde yeniden ele alıp tasarlanmış yepyeni mimarı objelere dönüştürdü. Bir çok dönem kendine has farklı ve yeni yapı estetiği sunar. Ve bu estetik bizi etkiledikçe yeni çözümlerle üretilen yeni estetik yapılarla karşı karşıya kalırız. Bir mimari yapının nasıl olması gerektiği şöyle dursun nasıl göründüğü (biçimsel olarak) ise bambaşka bir konudur. Bir yapı sizi daha önce hiç yaşamadığınız bir evrene götürebilir. Ya da yarının nasıl olacağı ile ilgili bir şeyler anlatabilir. Ortada bir sorun yoktur ama yepyeni bir çözüm vardır. Ve bizi büyülen tam da budur. Yeninin heyecanı! Stanley Kubrick, Space Odyssey ile 1968 senesinden yaklaşık 100 sene ötesine geçerek seyirciyi tam anlamıyla şoke eder. Yepyeni araçlar, yeni yaşam formları, insanların hiç karşılaşmadıları teknolojik çözümler ve yarının dünyasından bahseder. Bugün Space Odyssey‘in tasarım dünyası moda endüstrisi dahil neredeyse birçok endüstrinin ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Bir uzay gemisinden dünya ile haberleşme isteğinin çözüm olarak üretilmesi ve bunu aslında çözümün kendisi yaparken estetik bir dünya geliştirmesi nereden bakarsak bakalım yeniliğin ta kendisi oluyor. Picasso kübik tarzı bir sorun üzerine bina etmedi. Zaten sanatta estetik açıdan nasıl bir sorun olabilir ki? Evet boya, ışık, tuval, fırça ve vb. teknik olarak geliştirilmeye açık. Ama imgelem ve çözüm üretme arayışı bireysel bir merak. 2 boyutlu nesneye 3. Boyuttan bakabilme çabası bir sorun olamaz. Ancak yarının estetiği olabilir.

Çok üreten çalışkanlar
Meraklı zihinlerin işi olan çözüm, gündelik zihinlerin sorunlarına karşılık gelir. Çözümün doğası gereği bir “sorun” dan beslenmez. Yeniliğin anahtarı olarak çözümün engin bilgeliği bize yarını anlatabilir. Cılız bir grafik tasarım ortamında yaşadığımızı unutmamamız gerekir. Her şey neredeyse aynılık pespayeliğinde dikkatimizi cezbetmiyor. Peki yeniyi neden arıyoruz? Yeninin bize vaad ettiği nedir? Artık neredeyse tükettiğimiz her şey yeninin eski bir versiyonu gibi. Bir sene kullandığımız herhangi bir obje gözümüzde tazeliğini yitirmiş oluyor. Hepimiz bu durumdan nasibimizi alıyoruz. Artık her ürün bir senelik ömürleri ile hızlıca gözümüzden düşüyor. Peki her yeni ürün versiyonu ya da ürün iyi bir çözüm mü sunuyor? Çoğu zaman maalesef durum böyle değil. Çözümlerin biricikliğinin, onların yüksek oranda çaba ve uzun zamana yayılan bir çalışma sonucu olduğunu bilmeliyiz. Yoğun çalışma ve odaklanma bulunduğumuz dönemin baş tacı kavramları değiller. Her şeyin kısa yoldan — kestirmeden — elde edildiği bir ortamda bu kavramların yükseltilmesini de bekleyemeyiz. Yeni çözümleri üretecek insanlar bu “az çalışma” trendinden muaf olmaya devam ediyor. Onlar bize sorunların ötesinde çözümlerle gelecekler. Grafik tasarım çözümlerle yenilenmek zorunda ve kısıtlı da olsa trendlerin ötesinde üretimlerle ilham olmaya devam edecektir. Yüksek olasılıkla bu yazıya da ihtiyacınız yoktu. Benim bu yazıyı yazmamı da beklemiyordunuz. Ya da bir sorunun çözümü olarak görmüyorsunuz. Ve belki de yeni bir çözüm ortamı da yaratmayacak. Ama yine de bir çözüm getirmeye aday olmasını ben talep ettim. Şimdi okuyorsunuz ve kim bilir yeni bir şey sunuyordur size. Yeni şeyler üretmeye aday tüm meraklı zihinlerin neşesini talep ediyorsak; ihtiyacımız olan bu üretim tutkusunu her alanda yaşamak olmalı. Umarım siz de sorunlardan arındırılmış çözümler keşfedersiniz.

Emrah Doğru Ba’ndo Design Agency'de Grafik Tasarımcı ve Kreatif Direktör olarak çalışıyor. Bu yazı ilk kez 8 Ağustos 2022 tarihinde Medium.com platformunda yayımlanmıştır.